GEÇMİŞE YOLCULUK-TÜM ARAÇLAR VE HİKAYELERİ.

Bu gün harddiskteki dosyaları aktarırken geçmiş arabaların fotoğraflarını gördüm. Hepsini yad etmek geçti içimden.

Sanırım meslek gereği arşivcilik huyum var, bundan haliyle arabalar da nasibini alıyor.

Arada kaçırdığım fotoğrafı olmayan araçlar olsa da sanırım kullanmayı ya da sahip olmayı sevdiklerimi arşivlemişim.

Kısa kısa bu araçların hikayesinden bahsedeceğim.

Malum korona günlerinden zaman geçmiyor.

Dışarıda da hava pek sevimli değil oturup bunları yazmak istedim. Hadi başlayalım.

Aşağıda görünen xsara nın vtr modeli. Türkiye de çok fazla bulunan bir model değil satış adedini bilmiyorum ama 20+ adet var ya da yoktur diye düşünüyorum.

Şimdi detaylara bakınca fark ettim fotoğraf 22.06.2011 tarihinde çekilmiş.

Oldukça uzun zaman olmuş.

Bu arada foto 2011 ama netlik nasıl bu kadar iyi diyenler için  mahalledeki fotoğrafçı bir abimizden rica etmiştik o çekmişti sağ olsun.

Tasarımını hala çok çok beğendiğim bir araba, bir gün bu kasanın bal köpüğü rengi VTS olanına sahip olmayı çok istiyorum.

Orjinal şekilde restore edip hafta sonu arabası olarak dursun istiyorum.

Bakalım o gün gelecek mi. Kasa vts ile benzerlikler içerse de motor tamamen alakasız.

Bu arkadaşın kalbinde 88 hp lik bir motor bulunuyor.

Üzerindeki jantları çok beğenerek almıştım, 45 yanak ve 16 inç görsel olarak güzel olsa da kullanırken zulüm yaşatmıştı resmen :)

O dönem ızgara iptalleri ve tampondaki (şuan) saçma sapan port lar meşhurdu, biz de apaçilikten nasibimizi almışız haliyle :)

Eco yazısını ben istememiştim öyle takmış usta, doğaçlama yapmış.

Evlat sevgisi taa o zamanlardan başlamış meğerse.

1 sene kadar bizimle kaldı sonra satıldı.







Sıralamayı net hatırlamıyorum ama  sanırım xsaradan sonraydı Honda Jazz aldık.

Tabi bu arada o zamanlar tek başına araba almak için bütçe falan yok aile desteğiyle alınıyor bunlar.

Jazz'ı hep sevmişimdir  CVT şanzımanı enteresan bir sürüş hissi veriyor. İlk sunrooflu arabaydı eve gelen.

Kullanması da oldukça keyifli bir araçtı, bu rengi de bildiğim kadarıyla nadir bulunuyor.

Apaçi ruhumuzun hala canlı olduğu dönemlerden geçerken farlara folyo çekilmiş.

Sisler falan 5612 kelvin ışıklarla donatılmış. Logo falan boyanmış böyle bir şey çıkmış ortaya.

Severek bindik kullandık ve vedalaştık. Güncel fiyatlarına bakıyorum gerçekten şaka gibi.

Altın bu kadar değer kazanmadı geçen zamanda :)


Bundan sonra en sevdiğim,ki hala da çok sevdiğim bir araç buldum, bu güne kadar da aldığım en düşük km li ve temiz araç olur kendisi.

Orta direk bir ailde büyüyünce kıskanma favorilerini paylaş konularındaki çok sıfırlı araçlara açıp bakamıyorsun :)

[B]Mitsubishi Colt.[/B]

İlan fotoğrafı, km 37 bin küsür. Km düşük modeli yüksek ve temiz bir araç.

İstanbul Avrupa yakasına gitmiştim almak için, galeriden satılıktı. Galericiyi baya darlamıştım o zaman şu var mı bu var mı diye.

Aldık yola çıktık yanımda babam var. Araba o zamana kadar kapıya gelen en güzel model tabi insanın bir hoşuna gidiyor.

Meret ufak tefek de bir şey üzerindeki getrag'ın otomatikleştirilmiş şanzımanı ile fena da yürümüyor.

Tabi o zamanlar hızlı arabalara ulaşma şansımız pek yok bize hızlı geliyor.

Genciz haliyle yolda bir iki basıyorum, yan koltukta babam oğlum yavaş uçacak mısın diyor.

Hız max 160 falan yani, ama eğlenceli bir yolculuktu babam biraz korksa da.  Kendisi hala 90'ı geçmez.







Tabi ruhumuzdaki apaçilik hala tüm şiddetiyle  baskı yapıyor, yaylar alınıyor önce.

Cam filmi far filmi çekiliyor, aynalar logolar boyanıyor. O ara birader oto yıkama ve otopark işletiyordu  araba her gün yıkanıp kurulanıyor.

İlk pasta yaptığım arabadır bu arada kendisi farecla nın meşhur g3'ü ile dalmıştım arabaya, sonuç fena olmadı acemiliğime rağmen.

Mitsubishiyi her daim sevmişimdir ne hikmetse.

Genel olarak psa grubu aracım olsa da bu arabanın özellikle iç kısmın sadeliği beni hep çekmiştir.

Colt'un tek kötü yanı yalıtım, güzel bir yalıtım ile uzun yıllar hizmet edecek bir japon güzelidir kendisi.

Para lazım olunca kendisiyle vedalaşmak zorunda kalmıştık, tam hevesimizi alamadan gitmiş olması üzmüştü gerçekten.









Colt ile vedalaştıktan sonra araya birkaç model girdi aldık sattık vs vs bir çoğunun fotoğrafını bulamadım.

Gel zaman git zaman istanbula taşındım, sürekli sakaryaya gidip geliyorum her hafta sonu.

Cuma akşamı ataşehirden hareme git oradan sakaryaya git derken yorucu oluyordu, hep bir araba alma isteği de var tabi içimde.

Kendi öz kaynaklarımla bir araç alayım dedim, işe yeni girmişim ama nasıl oldu bilmiyorum kredi onaylandı.

Tabi o arada araba bakıyorum kalbim hala git colt al,başka araba olmaz diyor.

Sonra ilanlarda bu güzelliği görüyorum paramız da yetişiyor, sahibi de zaten istanbulda 10 km mesafede bir bayan, görüşüyoruz.

Yetkili bir serviste ekspertiz yaptırdım ve heyecanla notere geçtik.







Olay aslında burada başlıyor, her şey tamam ben alıcıyım karşı taraf satıcı araba da sorun yok.

İlk gün notere gidiyoruz sistem arızalı, ertesi güne kalıyor.

Ertesi gün gidiyoruz aracın üzerinde kredi varmış  rehin görünüyor onu kaldırmaları lazım, hadi tamam diyoruz 2 gün sonra bir daha notere gidiyoruz.

Bu sefer araç trafikten men olmuş film yüzünden ama sahibinin haberi yok , hadi 2 gün de onun için bekliyoruz.

Bu arada her notere gidişte ben parayı sayıp veriyorum, karşı taraf sayıp alıyor falan tam komedi.

Neyse en son bir aksaklık daha çıktı, bir şey olmuyorsa zorlamayı sevmem.

Genelde de zorladığımda başıma iş gelir o yüzden korktum bu aracı almaktan, batıl bir durum belki ama bilmiyorum.

Kaporamı iade ettiler sağ olsunlar, ekspertiz masrafını ödemiş oldum, teşekkür ettik ayrıldık.

Gönlüm kaldı tabi arabada ama korku baskın çıktı.

Deli gibi colt bakıyorum ama cz3'ü yok.  O arada git gel derken biraz da açıldık kredi parasınından da tırtıkladık.

Dedim madem uygun yollu bir şey al kalanı borçlara kapat colt yine alırsın.

İçimizdeki coupe aşkı baki yine, gittim twingo aldım. 1.2 Alize Klimalı, yol da yapacağız nede olsa lpg taktırdık ekonomik olarak biniyoruz.

O dönem git gel otobüs biletinden daha ucuza seyahat ediyordum o derece ekonomikti.

Twingonun da enteresan bir hikayesi var  2013 de almıştım bunu  aldığımda biraz bakımsızdı sağını solunu topladım,boyattım.  2013-2015 arası bindim.

2015 de kredi yurtlar kurumuna olan borçları yapılandırmıştım  o borçlara karşılık  sevdiğim bir abime devrettim.

[B]Buradan gençlere sesleniyorum KYK pişmanlıktır :)[/B]

2015 den 2019 a kadar kendisinde kaldı araba şimdilik bir iki fotosunu atayım kronolojiyi bozmadan devam edeceğim.







2015 de iş değiştirip Sakarya'ya geri döndüm. İstanbul'da yaşama işi pek bana göre değilmiş.

Hani yukarıda kırmızı bir colt vardı işte o araba ben araç ararken ilana düştü.

Biraderin sağlam pazarlık gücüyle satışı almış olduk. Arabayı zaten tanıdığım için ekspere falan sokmadan noter önüne sözleştik al gülüm ver gülüm işi bitirdik.

Aldığım gün arabayı daha önce twingoyu boyayan bir ustaya bıraktım.

Çok uygun bir rakama arka sol çamurlukta bulunan kocaman bir göçüğü ve kaputu boyadı, komple pasta cila yaptı bir hafta sonra falan teslim aldık.

O ara aracın üzerinde orj jantları var.






Bir heves etmişim spoon jant takıcam ve beyaz olacak, kırmızı ile beyaz kombinini hep sevmişimdir.

Çok kişi beğenmiyor ama ben bayılıyorum.

İstanbul'da bir yerde bir jant düştü ilana, aha dedim tam benlik ölçü de tutuyor, pazarlık ettik anlaştık. Kalktım gittim istanbul'a jantları almaya.

Yaklaşık 160 km falan mesafe, git gel 320 km, aldığımız yer  lastikleri değiştirdi. Atladık geldik.

Km si 100 bin civarındaydı çok severek bindim ve farklı mecburiyetlerden dolayı satmak zorunda kaldım. Satmamış olmayı çok isterdim ama şartlar...

Satmadan önceki son hali.







Colt ile yolları ayırdıktan sonra biraderin kirada kullandığı bir polosu vardı. Kaza yaptıktan sonra bunu topladı ben de ondan ahret vade aldım arabayı.

1.4 Motor sanırım comfortline donanıma sahipti. Kaza yapınca ön tarafı farklı toplayayım demişti çok bilmiyorum vag grubu araçları ama gti tampon falan taktı diye hatırlıyorum.

Colt dan sonra konfor olarak bir tık iyiydi ama arabadan indiğimde dönüp bir daha bakmayacağım bir buzdolabı soğukluğundaydı, mecburiyetten bir süre bindim.

Kötü bir araba mı ? Asla değil ama bana hitap etmiyor sadece.






Polo ile yolları ayırdıktan sonra içimizdeki coupe aşkı sönmemiş olsa da gittik 1.6 hdi c4 otomatik aldık.

Genel olarak insanlar sevmez ama ben sabit duran direksiyon göbeğini hep sevmişimdir.

Otomatikleştirilmiş 6 ileri şanzımanın bin türlü eziyetime rağmen bana dayanmış olması da sevdiğim diğer yanıdır.

Arabanın en kötü yanı rengi, siyah araba kapıma koymam bir daha, bakımı bu kadar zor bir renk yok. İçi kremdi bu arabanın ferah hissettiriyordu.

İç foto bulamadım bulursam eklerim. standart c4 işte.

Özellikle belirtmem gerekirse tasarım olarak bence hala güzel bir araç, jantlarını da ayrıca severim.

Araba yine Sakarya içine bir bayan arkadaşa gitti, arada sırada görüyorum, çarpışan oto olarak kullanılması dışında bir sorunu yok gibi duruyor.

İç hacmi ve yakıt tüketimi makul bir araçtı  40 bin km kadar bindikten sonra bunu da satmak durumunda kaldım ve yollarımız ayrıldı.

Satmadan önce sağını solunu boyatmıştım o halinden bir kaç fotoğraf ekleyeyim.







C4 gittikten sonra araç almam şarttı ama bütçe yetersizdi, ekonomik yollu masrafsız bir araç ararken karşıma fethiye de bir Clio 1.6 16v sport çıktı.

Forumlarda falan araştırıyorum herkes memnun görünüyordu.

Araba bir polis arkadaşın eşi tarafından kullanılıyor.

 Arabanın eksikleri var ama yapılmayacak şeyler değil.  Zaten alıp yapmak nedense bana hep daha mantıklı geldi, bu konuda sanrım güven problemim var, al yap bildiğin arabaya bin kafasındayım genelikle.

Arabayı beğendim  ama kalkıp o kadar yol da araba bakmak için gidilmez, izin problemini falan hiç saymıyorum.

Forumdan Sadık kardeşime rica ettim gitti arabaya baktı, abi o rakama güzel duruyor dedi, detaylı foto attı.

Pazarlığı bitirdik  ben almaya gidemiyorum o arada da evdekiler fethiyeye tatile gidecekler, adamla görüştüm dedim 1 hafta sonra ailem satış alsa olur mu, olur dedi.

Böylece kapısın dahi açmadan foto üzerinden arabayı almış oldum.

Araba geldi lastikler bitik, frenler de değişmesi lazım. Yağ filtre fren derken biraz masraf ettim.

Clio sport için yorum yapacak olursam kesinlikle bir daha alınabilecek bir araç

Kalbindeki  k4m in devir dönmeyi seven yapısı ve kasanın hafifliği ile aracın sportif hissiyatı gayet keyifli sürüş sağlıyor. Böyle bir süre bindik.

Bir gün marşa  basıyorum ama araba  sallantılı çalışıyor allah allah diyorum ne oldu acaba,

Ne yaptıysak çalışmadı,  çektik sanayiye.   Ben bekliyorum sensör falan bozuldu 200-300 e halledeceğiz.

Bir haber geldi ustadan araba triger koparmış, vardır bir hayır dedik. Egzantrik dişlilerinin dışındaki bir çemberden ötürü bu olay başka k4m lerde de oluyormuş.

Fabrika daha sonra bunu düzeltmiş. Düzeltilmiş parçayı alıp taktık.

Çıkma üst kapak aldık triger seti vs değişti sağlam bir masraf açtı bana sağ olsun.

Sadık'ın attığı fotolar. (Nam-ı diğer intercooler sadık)





Araba geldikten sonra sağını solunu söktüm ettim. Cam filmi çektim, mp3 çalan bir teyp ve daha kaliteli kolonlar monte ettim.

O ara sağa sola gidiyoruz ailecek  araba küçük gelmeye başladı,

Genel olarak 3 yetişkin 1 bebek ve 1 köpek ile seyahat ettiğim için zorlanmaya başladık. Kızım ufakken sorun olmuyordu ama ayakları uzadıkça arka diz mesafesi problem olmaya başladı.

Gönlünden satmak geçmiyor , satsak ne alacağız belirsiz verdik ilanı, ben tabi polis arkadaşın sözüne istinaden aldığım için arabada bir sıkıntı değişen yok biliyorum.

İzmitten bir arkadaş almak istedi, geldi baktı arabaya beğendi ama parası yetmiyor. Ben de indirim yapmıyorum çünkü o ara ilana bir c5 düştü aklım onda b sınıfı coupe dan d sınıfı sedana geçicem  ne kadar pahalı satarsam o kadar iyi.

Çocuk aradı beni  abi dedi arabada şunlar bunlar değişmiş haberim yok diyorsun.  Valla dedim haberim yok, dünya malı için  böyle yollara tevessül edecek biri değilim. Mahcup ta oldum tabi çocuğa karşı.

Tamam dedim teşekkür ederim geldin gittin yol masrafını vereyim istersen, yok abi dedi ben hala alıcıyım ama şu rakama verirsen alırım. Bir şekilde anlaştık ama güzel zarar ettim tabi.

Alan arkadaş detail işleri yapıyor baya da iyi gördüğüm kadarıyla işinde, sanayi ortamında eşi dostu da var  clio'yu çok güzel yaptı.

Ona satarken demiştim bak bu arabayı al bir daha da satma, yap ve bin.

Neyse bu canlıyı görünce satmış arabayı, sonra bir ara konuştuk çok pişman oldum diyordu.

Geçen yine almış aynısından arada görüyorum profilinde.

Arabayı sattığıma üzülmüştüm ama son halini görünce bir yandan da mutlu oldum, bende kalsa hiçbir zaman bu kondisyona ulaşmayacaktı, eline sağlık gerçekten.








Yıl oldu bu arada 2017 clio gitti geniş araba lazım çok kişiyle uzun yol yapıyorum. 

Performans fiyat anlamında bir araç lazım, donanım işlerini de seviyorum. Psa grubuna da sempatim çok fazla. 

Güzel rakama bir c5  düştü ilana, 

2.0 Hdı   136 hp 6 ileri manuel, sunroof - full deri falan böyle iştah kabartan bir araba. 

Araba izmirde eş dost yok baktıracak, gezenadam dan eksper hizmeti aldım, baya güzel ilgilendiler. 

Arabayı almaya karar verdim atladım gittim aldım döndüm.  İlk fotolar.

Tabi clio dan sonra konfor tavan yaptı. İç hacim efsane, bagaj o kadar büyük ki clioyu koy götür neredeyse. 

Arabayı alacağım arkadaş zorunluluktan satıyormuş, abi hayırdır dedim  anlattı.

Adam arabayı almış toplamış tam binecek kıvama getirmiş ve evi yanmış :S

O yüzden satmak zorunda kalmış. Çok hoşlanmasam da bu durumdan pazarlığı abartmadan abinin istediği rakama aracı satın aldım.

Gezenadam cam çatlağını atlamıştı, ön cam parasını düşecektim ama yukarıdaki durumdan düşmedim. 

C5 e baya uzun süre bindim,  2018 de bir ortaklık kurdum o iş ters gidince borçları kapamak için c5 den vazgeçmek zorunda kaldık.

Şuan c5 türkiye grubundan genç bir kardeşimde güzel güzel biniyor. Yazılım vs yaptı gayet keyifli oldu araba. 

C5'in süspansiyonu apayrı bir dünya, kesinlikle denenmeli.

C5 sayesinde çok güzel insanlarla tanıştım, hatta öyle ki  c5 almak için karamandan bir abiye bilgim dahilinde biraz destek oldum, adam sırf bu desteğim için fransadan bana arabanın tr de hatırı sayılır fiyata çıkma olarak satılan marşpiyelini getirdi ücretsiz olarak.  

İşler bozulup satmak zorunda kalınca tabi grupta sohbeti oluyor bu abi yine  gel benim c5 i al araba alana kadar kullan bende 2. araç var diye de günümüzde pek rastlanılmayacak kadar naif bir teklifte bulundu sağolsun.

Arabaların böyle şeylere vesile olması güzel gerçekten.





Satmadan önce çekilen son fotoğrafları.









Cepte para yok, c5'i sattık, araba da lazım nasıl çıkacağız işin içinden bilmiyorum.

Kul sıkışmayınca hızır yetişmezmiş derler ya tam da öyle oldu.

Twingoyu verdiğim abim araba fazla gelmeye başladı satalım dedi.

Dedim abi ben geri alayım madem, oturduk anlaştık. Bir miktar peşin verdim, kalanı taksit yaptık, twingoyu geri aldım böylece.

Verdiğim peşinat bu gün sıfır bir scooter almıyor o kadar düşünün.

Tabi twingo 2013-2019 arası bozulmadıkça bakım görmedi baya işi var yani.

Aldım  4 lastik / baskı balata / komple frenler derken baya bir masraf ettik araba işini bir süreliğine çözmüş olduk.

Twingoyla çok uğraştım özellikle lpg sisteminde sorun vardı onu çözmek için komple lpg tesisatını yeniden düzenledim diyebilirim. Ama sök bunu bu iş yapmaz diyen araba  sorunsuz çalışır olmuştu.






Twningo sorunsuz yürür hale geldi biraz da bütçe düzelir gibi oldu o ara hemen kaşıntı tuttu beni. 

Araba bakıyorum sahibinden den, zaten boş zamanların tamamı sitede geçiyor seviyoruz bu işleri.

Yine Sakarya'da bir mondeo mk2 gördüm güzel rakama  ilana girmiş, içi dışı düzgün duruyor. 

Zaten araba alacaksan en güzel kendi şehrinden alacaksın.

Atladım gittim arabaya baktım, galerici bir arkadaş  oturduk baya sohbet ettik. 

O bi rakam söyledi ben bir rakam söyledim. O twingoya bindi dolaştık ben mondeoya bindim dolaştık sonunda anlaştık.

Twingonun satışı yapıcaz bi baktım arabada rehin var, ortaklığını devrettiğim şirketten ötürü basmışlar rehni. Vd sine gittik meramımızı anlattık şirket üstüne olan araca kaydırdılar rehini twingo boşa çıktı. 

Satış yapmadan 2 gün önce akü bozuldu gittik sıfır akü aldık.

Satış tan bir gün önce de manyetik kaptör bozuldu durduk yere 500 lira içeri girdik çekici parça usta derken.

Vedalaştık twingoyla ve hiç bilmediğimiz bir araba aldık.

Hayatımda ilk defa mondeoya binmişim o da sahibi olarak. Hiçbir fikrim yok arabayla ilgili.

Nasip bu ya çok düzgün bakılmış birisinden aldım. Eski sahibi asker ilk faturasından son yapılan işlemine kadar verdi sağ olsun.

Arabanın özellikle içi çok düzgün, ne bir yırtık ne bir deforme yok 300+ bin km de olmasına rağmen iç kondisyonu çok çok iyiydi.  

Mondeoyla da biraz uğraştık söktük taktık. Özellikle farlar çook kötü durumdaydı onları hayata döndürdük. Teyp arızalıydı 1din teyp taktık. Yağ filtre bakımı yaptık.

Ne hikmetse araçla teste çıktığım gün çalışan klima ben aldıktan 2 saat sonra çalışmamaya başladı.
Sorduk ettik kompresör gidik :S   Zaten benim kaderim oldu sanırım her arabaya kompresör alıyorum :) 

Mondeo mk2 gerçekten konforlu bir araba, iç hacmi de gayet yeterli bizi güzelce taşıdı. 
İlana koyduk satmak için apır sapır tekliflerden sonra ilandan çektim, binerim dedim. 

Mk2 grubunda birisi araç arıyormuş benim arabayı önermişler. Ne olduğunu anlamadan 2 saat içinde kendimi noterde buldum. 

Böyle hiç hesapta yokken arabayı satınca kötü oluyor. Tabi hemen açtık siteyi dolandık ettik araba çok ama fiyatlar yüksek, bizde de para yok üstüne koyacak o an bi pişmanlık olmadı değil. 

1-2 gün ilanlarda dolanırken başka bir mondeoya gözüm ilişti. Bu sefer mondeo mk3.  

Galerinin otoparkından ilk fotolar.





İlk iş farlara el attık.


Gayet iyi oldu. 



Mondeo mk2 gitmiş cepte az buçuk bir şeyler var, yine araba lazım aynı döngünün içindeyiz.

Sanırım bu döngüyü seviyorum o araba alma süreci nedensen bir heyecan verici geliyor bana.

Gittim baktım mondeoya. Km uzay, ama makinasında bir sorun görünmüyor. (km 450+ civarında)

Cepteki para ile daha iyisi zor, götürdük ustaya ölçtürdük kompresyonu. Usta alınır mı ? Alınır.

Ben yine izinden dolayı çıkamıyorum babam sağ olsun koşturuyor adam.

Ustaya götürdü getirdi, pazarlığı bitirdi. Pazarlık konusunda efsanedir.

Benim almayı düşündüğüm rakamdan baya altına aldı arabayı.

Peşin para  + 100 lük rakı şeklinde arabayı bizim oldu.

Arabayı aldık sonrası aşağıda, detaylara bakmak isteyen konuyu incelesin.

http://www.techturkey.com/forum/do_it_yourself_d_i_y_/238040-mondeo_mk3_ufak_tefek_isler.html

Mondeonun bu kasasını çok seviyorum, gerçekten görsel olarak güzel.

Bordosunun tonu da gayet güzel. Kendisiyle çok mesai harcadık, bir sürü şeyi düzelttik.

Hala düzeltilmeye ihtiyacı olan işleri var. Ama 607 yi alınc gözden düştü biraz.

Hali hazırda satılık ve 607 ile uğraşırken pek ilgilenemedim kendisiyle.

Biraz şanssız bir araba oldu, aldık bir süre sonra park halindeyken alkollü birisi çarptı.

Sağ olsun beni çok zor durumda bıraktı karda kışta....

Mondeo sayesinde de güzel insanlarla tanıştım, yine mondeo mk3 grubundan mersinli bir abim motor kulağı gönderdi.  Başka bir arkadaş sattığı arabasından kalan d1s xenon lamba gönderdi.

Gruplar içindeki bu tür yardımlaşmalar insanlık ölmedi dedirtiyor. Güzel şeyler insanlara dair yiten duygularımı canlandırıyor bu tür durumlar.






Arada bir de passat olacaktı onu da ekleyeyim. Bu da 2.0 170 lik manuel.

Çok güzel arabaydı gerçekten, uzun yol yapmıştık bununla sakarya-antalya gayet keyifliydi.

Birader hemzemin geçitten  3 vites 4k devirde uçup  yere değil de hondanın üzerine konunca pert oldu.







Mondeo dan sonra da konuda çokça fotoğrafı olan Peugeot 607 yi aldım.

607 hep içinde kalan bir araçtı aldık hala biniyoruz, konforlu güzel bir E sınıfı sedan.

Özellikle içini ve arkadan görünüşünü çok beğeniyorum.

Hedef  1 sene içinde COLT CZT alabilmek bakalım neler olacak.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

C5 X7 EXECUTIVE

OIL CATCH CAN/TANK (YAĞ BUHARI YAKALAYICI) YAPIMI

BİR PEUGEOT 607 HİKAYESİ...